Parantezler Üzerine

PARANTEZLER ÜZERİNE

Dediğim gibi Özkan.. Zaten sadece seninle konuşabiliyorum bu mevzuları.. İki kişi, yani sevgili oldukları zaman işte o andan itibaren yüzlerini birbirine dönmelidir. Elleri birbirinin ellerine, ayakuçları ayakuçlarına değmeli. Gözler tam da birbirlerinin irislerinin ortasına bakmalı. İçekayboluş için bu gereklidir bazen. Dış dünyadan tamamen soyutlanabilmeleri için de birbirlerinin sırtına birer parantez koymalıdırlar. Yani bknz, (sevgili+sevgili) şeklinde. Aslında + işareti orada yok. Hayalidir o. Ama parantezler gerçek. Öylesine gerçek ki, sevgilinden başka hiçbir varlık olmamalı. Gerçek veya mecazi ne varsa parantezlerin dışında kalmalı. Parantezlerin arasındaki mesafe sonsuza kadar uzayabilir, ama parantezlerin her bir ucunda muhakkak sevgili olmalıdır.

Bknz: (sevgili………………………………………………….sevgili) şeklinde…

‘’O noktalar da neyin nesidir?’’ demeyin.. Onlar parantez içindeki sevgili+sevgili tarafından oluşturulan güzelliklerdir. Dışarıdan hiçbir ithalat gerçekleşmemiştir. Tamamen sevgili+sevgili tarafından imal edilmişlerdir. Kimseyi ilgilendirmez. Kimse de onları ilgilendirmez.

…İşte böyle.. Arada bakar bakar imrenirim bu (sevgili+sevgili) parantezlerine.. Kafaları çok rahat. Ürettikleri hiçbir ürün onları rahatsız etmiyor. Hiçbir şey yabancısı oldukları bir şey değil çünkü. Ama hep yeni bir şeyler üretiyorlar. Durup durup gurur duyuyorlar yaptıkları eserlerle..

Parantezler şart. Mutluluk için, huzur için şart..!

40’ıncı evlilik yıldönümlerini kutlayan genç yürekli çiftlere sorun onlar da onaylar bu sözümü. 40 yıl parantezlerini birer kalkan gibi kullandılar. Yüzleri hep birbirlerine dönüktü onların. Hep sevdiler. Birbirlerinin yüzüne mutluluk tabloları çizmekle meşgul oldular. Bazen kim daha güzelini çizer diye yarıştılar. Ne de heyecan vericiydi o anlar.. Arada yine yapmıyorlar değil. Bakmayın buruşmuş ellerine kırışmış yüzlerine.. Onlar anne karnında gibiler şuan.. Rahatsız etmeyelim.

Sevgililer! Uyanın..! Yapacak işiniz var en acilinden.! İki odalı eviniz olmayıversin. Ama iki parantez olsun sizi içine alan. Geçmişi ve geleceği dışarıda bırakan ve sadece sizi ve şu anı içine alan parantezler…

Özkan Çelen
13 Haziran 2014 – 00:12