En çok hata yapanlar en çok özür dileyenler olmuştur diye düşünürüm. Bunun örneklerini hayatımda bizzat görmüşümdür. Okul yıllarımdan tutun da iş yaşamıma kadar.
Anne babaların çoğu; çocukları bir hata yaptıklarında, daha 2 yaşında dili yeni gevelemeye başlıyorlarken bile, özür dilemeleri konusunda eğitim verirler. "Oğlum! Çabuk özür dile amcadan" Oğlusu da hemen "Öcür dileim amca" deyiverirken aslında bilinçaltına şunu yerleştiriyor. "Hmm.. demek ki, özür dilemek telafi edici bir şeymiş. Ben de o zaman istediğimi yaparım, sonra da özür diler kurtulurum. Harika bir şeymiş bu!
Ben özür dilemem. Bunun uygun olmayan bir davranış olduğunu da düşünebilirsiniz. "Özür dilerim" diyeyim de kurtulayım bari öyle mi? Eksik olsun. Olmasın hayatımda. Ben hatasız bir kul değilim elbette. Lakin ne kadar çok özür dilersem o kadar çok yanlış yapma meyilinde olacağıma inandığım için, özür dilemeyeceğim. Özür dilemediğim için 5 kişi bana kırılmışsa emin olun ki, özür dileyen biri olsaydım şu ana kadar 20 kişiyi kırmış olurdum ve bundan sonra da aynı tempoda daha fazla insan kırmaya devam ederdim.
Özür dilememem; kendimi affettirmek için hiç bir çaba sarf etmediğim anlamına da gelmiyor elbette. İçim içimi yer ve kendimi bir daha o hatayı yapmama hususunda terbiye ederim. Demiri dövüp şekil vermek için nasıl ki ısıtılması gerekir, benim kendimi terbiye etmem için de "acı" gerekiyor. Eğer özür dilersem karşımdaki kişi bir miktar daha iyi olur ve bu da acımı azaltır. Ama o zaman da beni adam edecek kadar acı olmayacak yüreğimde. Özür dilemezsem kendimi istediğim miktarda terbiye edecek kadar acım olur yüreğimde.
İnsanlar, normal şeyleri hep doğru kabul ederler. Oysa; normal şeyleri de her şekilde insanlar yaratmışlardır. İnsanlar yanlış normaller meydana getirmiş olamazlar mı hiç? Yarattıkları "Özür dilerim" normunun yan etkilerini hesaplamamış olamazlar mı hiç? Ne olursa olsun. Ben bu düşüncemi belirtmek istedim. Belki de aranızdan biri çıkar da kabul ediverir.. Sonra başkası.. Sonra başka başka, başkaları... Gün olur bu bahsettiğim prensip norm olarak kabul edilir. Sonra da bir başka insan çıkıverir bu prensibin yan etkileri üzerine bir şeyler söyler ve bu döngü devam eder. Her şekilde, değişim güzel bir şeydir. Değişim olumsuza doğru gitse de aslında gene de güzeldir. Çünkü hayatta olumlu ve olumsuzlar eşit miktarda ve bir aradadır. Hayatımıza olumsuzluk girdiğinde aslında aynı zamanda başkalarının hayatına olumlu şeyler girer. İnsanlar iyi ve kötü şeyleri nöbetleşe devralırlar. En zengini, en fakiri, en akıllısı, en aptalı, en güzeli veya en çirkini hiç kimse hayatını aynı seyirde yaşamaz. Gün olur devran döner bir şekilde. Herkes olumluyu da olumsuzu da tecrübe eder. Sadece sıranın gelmesi için beklemek gerekir.
Özkan Çelen
07.04.2010 13:17