Bir seminerde hemen yanı başımda oturan 28 yaşlarında bir adam vardı. Davranışları pek normal olmadığı aşikâr olan bu adamla konuşmaya başladığımı fark ettim bir an.
• Ne işle uğraşıyorsunuz?
• Bilgisayar mühendisiyim.
• Çok güzel. Peki, nasıl, işinizi seviyor musunuz?
• Hayır. O kadar sevmiyorum.
• Neden? Bugün bilgisayar mühendisliği çok gözde bir meslektir. İşsiz kalmak gibi bir derdiniz yok. Epey de para kazanabileceğiniz bir iş.
• Evet, öyledir. Çok çabuk iş buluyorum. Hemen işe alıyorlar ve birkaç gün sonra işten atıyorlar.
• Nasıl yani? Neden?
• Bilmiyorum. Herhalde çalışmamı beğenmiyorlar. (Bu arada tuhaf davranışlarına da devam ediyor. Ellerini birbirine sürtüyor, ara sıra yüzüne bocalıyor.) Sonra ekledi..
• Ben hayatımda hep bir öğretmen olmak istedim!
• Peki, neden öğretmenlik okumadınız?
• Annem! Benim ille de bir bilgisayar mühendisi olmamı istedi. İstemediğim halde beni Amerika’daki Harvard Üniversitesi'ne yolladı. Orda bilgisayar mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra Türkiye'ye geldim. (Bu konuşma seminerin başlamasıyla kesilmek zorunda kaldı.)
Hayatımda birçok dönüm noktası olmuştur. Her bir dönüm noktasına da mutlaka bir insan veya bir olay sebep olmuştur. Bu konuşmadan sonra kendi kendime çok düşündüm. Bu adamın haline üzülmek bir yana, bu adamı kendi egoları uğruna kurban eden annesini de düşündüm. Yani bu anne etrafındakilere; “Benim oğlum Harvard Üniversitesi'nde bilgisayar mühendisliği bölümünden mezun oldu.” deyip göğsünü kabartırken, etrafındakilerin takdirini alırken, kendisiyle gurur duyarken... hiç mi düşünmeyecek, “Ben oğlumun geleceği ile oynadım!” diye?
Bence düşünmelidir. Başka anneler veya babalar bunu çocuklarına yapmasınlar lütfen. Evlatlarını kendi egolarının kurbanı yapmasınlar. Çok iyi bilsinler ki, her insana bir ömür verilmiş ve o ömre yön verecek, o ömrü istediği gibi kullanacak kişi, gene kendisi olmalıdır.
Bir şey daha eklemeden de geçemeyeceğim. Bazı anne babaların, çocuklarının bütün derslerinden çok iyi notlar almaları konusundaki baskıları. Onlar için, çocuklarının derslerinde çok başarılı olmaları, sosyal olmalarından çok daha önemlidir. Bilmezler ki, bu hayatta önemli yerlere gelmiş, çok büyük başarılara imza atmış insanların, çoğunluğunun sosyal ilişkilerinde başarılı olanlardan çıktığıdır. Derslerinde 1 numara olup da asosyal olan bir evlat mı, yoksa derslerinde pek parlak olmadığı halde inanılmaz sosyal olan bir evlat mı istersiniz? En başta bahsettiğim o bilgisayar mühendisinin iş başvuru formunda çok güzel şeyler vardır elbette. Ama bu onun gerçek yaşamda çok başarılı olmasına yetmiyor.
Lütfen meslek seçiminde, çocuğunuza meslekler hakkında bilgi vermek haricinde, onları sizin istediğiniz mesleklere değil de, onların ilgi duydukları mesleklere yöneltin. Çünkü her insanın sadece 1 ömrü vardır.
Özkan Çelen
30.03.2009 15:01